İNSAN HAKLARI MI ?
HANGİ İNSAN HAKLARI?
 YOK SAYILAN İNSANLARIN HAKKI VAR MI Kİ?
Bir ateş çemberi içindeyiz. Mazlumun ahına tıkanan kulaklar bütün serzenişlere de kapalı. Nerde insanlık? dediğimizde cılız birkaç ses yükseliyor… O da kendi duyacakları kadar. İnsan Hakları temsilciliğine soyunanların lugatında insan kelimesinin karşısında bizim adımız yazmıyor ki! Kendi dininden ya da uyruğundan olmayanları insan kabul etmeyenlerle nereye kadar gider bu dünya? Mazlumların ahı bir gün gök kubbeyi yıkmaz mı başlarına? Her hesabın görüleceği, boynuzsuz koyunun boynuzludan hak alacağı güne de kalmaz bu hesap. Çünkü;
Ne diyor Yaradan:
“Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.” (EN'AM/62)

10 Aralık İnsan Hakları Günü. 
Yayımlanan beyanname dilde bile kalmamış artık. Bir kâğıttan ibaret.
Ve tıkanmış kulaklar, perdelenmiş gözler, mühürlenmiş kalpler…
Mazlumların feryatları, zalimlerin nezdinde bir vızıltıdan ibaret…
Üç maymun oynuyor herkes.
Bir çocuğun gözyaşları, kalp taşımayanlar için bir şey ifade etmiyor. Artık çocuklar da ağlamıyor zaten. Umudunu kesti insanlıktan. Ümran’ın donuk bakışlarında buz kesti yürekler… Aylan zaten buz kesmişti, cansız bedeni sahile vururken… Ve insanlık sessiz sedasız çekildi aramızdan. Bazıları farkına bile varamadan. 
Oğuz ATAY’ın cümleleri hala ne kadar da canlı? “Tehlikeli Oyunlar” adlı kitabından bir bölüm paylaşıyorum sizlere. Günün anlamına binaen.
“Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, ’yahu insanlık öldü mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ’insanlık öldü mü?’ ya da ‘insanlık ölür mü?’ biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır; herkes, insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir.
Bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. Evet, insanlık artık aramızda yok. İnsanlıktan uzun süredir ümidini kesenler ya da hayatlarında insanlığın hiç farkında olmayanlar bu haberi yadırgamamışlardır. Fakat, insanlık âleminin bu büyük kaybı, birçok yürekte derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki, bazıları artık insanlık olmadığına göre bir âlemden de söz edilemeyeceğini ileri sürmeğe başlamışlardır.
Bize göre, böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit henüz erkendir. İnsanlık artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde her zaman yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar insanlığın olduğunu, bizim gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir. İnsanlığın güzel ve çekingen yüzünü ben de görür gibi oluyorum. Zavallı insanlık kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve insanlık için bir şeyler yapmaya çalışanları sevgiyle izlerdi. Bugün için insanlık ölmüşse de, onun ilkeleri akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamaya devam edecektir.
İnsanlıktan paylarını alamayanlar için o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun yaşamasına şaşılıyordu. Yıllarca önce küçük bir kasabada dünyaya gelen insanlık, dünya savaşlarından birinde, çok rutubetli bir siperde göğsünü üşütmüş ve aylarca hasta yatmıştı. Bu olaydan sonra, hastalığın izlerini bütün ömrünce ciğerlerinde taşıyan insanlık, önceki gece sabaha karşı nefes alamaz olmuş ve gösterilen bütün çabalara rağmen gün ağarırken doktorlar, insanlıktan ümitlerini kesmek zorunda kalmışlardır.
Doğru dürüst bir tahsil göremeyen ve kendi kendini yetiştiren insanlık hiç evlenmemişti. Küçük yaşta öksüz kalan insanlığa, doğru dürüst bir miras da kalmamıştı; bu yüzden sıkıntılarla geçen hayatı boyunca insanlık, başkalarının yardımıyla geçinmeğe çalışmıştı. İnsanlığın ölümüyle ülkemiz, boşluğu doldurulması mümkün olmayan bir değerini kaybetmiştir. Gazetemiz, insanlığın yakınlarına başsağlığı ve sonsuz sabırlar diler. 
Not: Merhumun cenazesi, önce, uzun yıllar yaşamış olduğu Hürriyet Caddesinden geçirilecek ve ölümüne kadar içinde barındığı Ümit Apartmanı bodrum katında yapılacak kısa ve sade törenden sonra toprağa verilecektir.”
Oğuz Atay – Tehlikeli Oyunlar (sayfa 225-226)

“Siz bilmezsiniz albayım: İnsanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.” Oğuz ATAY

Yorumlar

Popüler Yayınlar